Örümcek Erkeklil, erkekler
Fatma Özcan
Bırak gitsin çocukça aşk talebin, sağ elini kaldırıp bir def et onu. Yalanı yok bilirsin hayatın. İkimizi pek de sevmez hani, tüm canlılara verdiği dertlerden bizimde avucumuza tutuşturduğu oluyor zaman zaman. Hep aradım ve yoruldum artık, Yani sende ara ara kadınların hamam böceklerine benzetirsin ve dert yanarsın bundan. İşte bunlar erkeğim kötü şeyler değil halbuki, yani aradığını bulamadıysan kaçıp uzaklaşmanın neyi yanlış. Örümcek ağlarından kapılmak korkutuyor, hayatın tadı ağzımdayken ölmek garip bir şey gibi geliyor.
Neden zehirle dolsun ki hayat amacım.
Evet sadece kelimelerin gerçekte anlamının üstünde yaptığın mastürbasyon, kıç sallamaların, o yana bu yana kıvırmaların alıyor içindeki onuru. Gerek yok halbuki, biz düz mantıkla da çözeriz bütün sorunları, erkeğim. Bizim cinsel özgürlüğümüz, seninle birlikteliğimiz, paylaşımlarımızın en haz alıcı yanı ve kontrolsüzlüğümüzün biçimsiz yansıması.Halbuki sen de biliyorsun sadece bu kadar değiliz biz. Beş dakikalık bir heyecan tanımlamıyor hayatın tamamını.İstemezsin sıradanlığın bize kattığı basit bir çamurla yoğrulmayı. Sıkılırsın, elin evinin kapı zilini ararken, hep içinde büyüyen kaçışların olur sonra hayatın yarasını taşırsın yanında. Durmasın kapı arkasında dört duvar arasında o bedenini arzuladığın çıplak kadının. Bırak dünyayı görsün kendi çıplak gözleriyle Kamçıla onu,cesurca savaşsın , gözlerini kaçırmasın, kamaştırmasın perdeden sızan o hayat. Cesur savaşçım, sen kadınınla, onun beyaz etine kafanı boşaltıp dinginleşeceksin en yorgun savaşların sonrasında. Korkma sakın,ikinizin buluşmasında daha da gösterişli olacak aşk..Sen değilsin aslında küçük evcilik oyunlarından zevk alan. Oysa bazen elin karnımın boşluğunda dolaşırken istiyordun çocuğunun tekmeler savurmasını. İşten dönen bir erkek hayal ediyordun, terliklerini uzatan ayağına bir kadın. Kadın seni öperek karşılayacak sonra , yemek ve çay keyfinden sonra sen koltuğa uzanıp küçük dünyaları yarattığın edasıyla , o kadının dizini kırıp yanı başında dışarıda olup biteni senin ağzınla dinlemesini istiyordun hayallerinde. Çok ucuzca sadece, senin anlattığın kadar bilmesini, senin görmesine izin verdiğin kadar görmesini hayatı, bencilce hayal ediyordun. Sadece bilmeni istiyorum hayal perest erkeğim, kandırmaca bunlar, kendini kandırıyorsun, beni kandırıyorsun. Sıkılacaksın bir müddet sonra ev hapsinde sinirleri bozulmuş,harap ve bitap olmuş o kadından. Eve giderken ayakların isteklice adımlarını yavaşlatacak. Önceleri pek aldırmayacağın bu duruma ürkerek bir ömürlük zamana hayıflanacaksın. O nedenle örümcek erkeğim, sen beni rahat bırak, kendini rahat bırak, bırak düşünceleri sal bir boşluğa hayatın rahatlığına bir varsın düşlerin
Yani bu sonsuz istekler sadece kırık bir kapı arkasında tozlanmış kafalarımızın eseri. Aslında bırakmalısın erkeğim onlar küçük zamanlarımızı doldursun. Biz beraber daha çılgın işler yapsak. Örneğin kırmızı uçurtmalar savursak rüzgara çocuklarla, özgürlüğün dansına dalsa gözlerimiz. Yalan değil oysa bu söylediklerim,gerçeğin çok yakın ipuçları. Martılardan denizi çala dursun vapurlar. Bizim vapurda olmamız vapuru tuttuğumuzu göstermez ki. Yalım yalım yağan karda bile ihmal etmedik biliyorsun onlara bir lokmalık simitler atmayı.Kaldı ki sen demez misin içimi acıtıyor farkında oldukça bu düzenin zırvalıklarının, paçavrası değiliz hiç birimiz. Seni oynatmasına izin verme,
Artık sokaklarda deli kadınlar da var. Uçuşan etekleriyle koşturuyorlar hayatın içine. Çılgınca şeyler istemek yerine artık yapıyorlar kendiliğinden istediklerini.. Oldukça havalı hepsi, daha cesurca kaldırıyorlar kafalarını. Bu kadınlar neden az konuşuyor diye merakta örümcek erkekler, gözleri neden yanmakta hepsinin, keskin bakışları neden hep üzerlerimizde diye sorularla boğuşmaktalar o kafalar. Oysa bilmedi örümcek erkekler, kafalarında dolaşan ağlardan bir yol yapmayı. Kör düğüm yapıp kadınları astılar kocaman kütüklere. Dirilen kadınlara alışamıyorlar bu nedenle o adamlar.
İşte bu nedenle erkeğim, sen cesur erkelerden ol, sakınma kadınını hayattan. Dolaşsın en kuytu sokaklarda, en girilmez kuyulara atsın kendini, yakın dur sadece ona, ensesinde kokun dolaşsın. Elini uzat, beraberce kovun düzenin sansürünü, defedin tüm korkularınızı. Yapacak bir şey yok…Siz dünyaya güzelleştirilmek ve güzelleştirmek için bırakıldınız.
Anlayın gitsin artık. Siz bir ve ayrı olabilen tek şeylersiniz.