Facebook üzeri devrim


Yazarlar – Hasan Bildirici

Devrimler artık internet üzeri yapılıyor. Facebook, Tiwitter, Youtube gibi sosyal paylaşım siteleri devrimleri aldı götürdü. Devletlerin, televizyonu ve yazılı basını denetim altına alması bir işe yaramıyor artık. İnsanlar cep telefonundan dahi Facebook’a giriyor. Söylemek istediğini söylüyor, iletmek istediğini iletiyor ve mesaj bir anda onbinlere ulaşıyor…

Saman kağıdına basılmış bir bildiri taşımaktan on yıl ceza yemiş arkadaşlarım vardı. Şimdi iletişim çok kolay. Devlet ve iktidar suçları, bir dokunuşla milyonların kucağına düşüveriyor…

Ama bizim Kürt hala bu işin önemini anlamamış. Yazıların altına not düşüyor:

“Kahveni yap, otur internetin başına, yaz bakalım…”

Vallahi 12 sene kaldığım hapishanede geçirdiğim yılların pek bir faydasını görmedim. Bir iletişim notunu arkadaşlarıma ulaştırayım derken kaç kez falakadan geçtim. Başkaları internet üzeri devrim yapıyor, bizim Kürt kendisinin de faydalandığı interneti küçümsüyor.

İnterneti ve Facebook’u bir kullanım tarzımız var ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim!

Bu alanda Türk kültürünün yaması gibiyiz….

“Rodi Heval, Facedeki resimde iyi görünüyorsun. Onbeş dağlarda gez, bu kadar dinç kal.”

Tabii bayanlarımız da Facee kullanıyor. Elbette kullanacaklar.

“Kız Xece o kırmızı elbise amma da yakışmış…”

Erkeklerimiz bayanlarla muhabbete bayıldığı için Xece’nin üstündeki kırmızı elbiseyi es geçecek değiller…

“Güzele ne yakışmaz!”

Erkek milleti olarak bayan ismine zaten tutkunuz. Yeter ki ismi bayan olsun, isteği iletir, arkadaş oluruz… Onun için pek bir kültürel faaliyeti olmayan bayan arkadaşımızın facedeki arkadaş sayısı 1000’dir…

Arkadaş sayısı daha çok olsun… Ama o bayan arkadaşımız 1000 arkadaşıyla ne paylaşıyor acaba?

“Arkadaşlar size bir müzik klibi gönderiyorum Sezen’den… Dinlemezlik etmeyin…”

Yorumlar, yorumlar, yorumlar…

“Xece sen gönderirsin dinlemez miyiz?”

“Hasan Hoca, biraz sosyal takıl be… Bu müziği kaçırma.”

Bu sohbetler insan halleri… Hoş şeyler… Eleştirilecek ve tartışılacak bir yanı yok. Ama doğurmak üzere olduğumuz çocuğun dili yasak. Direniş halindeki yurttaşlarımız soğuktan ağaçların dahi yetişmediği kış sığınaklarında baharı gözlüyorlar… Halkımızın yarısı açlık sınırı altında yaşıyor… Dünyaya dili ve ülkesi yasak bir çocuk getirmekte olduğunuzun farkında mısınız? Bu çocuk büyüyüp dağa çıkacak ve aymazlığımız yüzünden yasını tutacağız…

Hoşgörünüze sığınarak biraz takılmak istedim. Fakat Kürtler de Face’yi ve bir bütün halinde interneti Kürdistan’ın özgürlüğü için kullanmak zorundadırlar… Bir mesajımız aynı anda binlerce kişiye neden ulaşmasın? Bir mesajla binlerce kişi ayağa kalkmayı neden beceremeyelim?

Her biri beş-on devrim yapmış halkların bizden farkı ne? Yemen de yürüyor. Mısır düştü düşecek… Cezayir, Fas, İran da gidecek… Fakat Türk sömürgeciliği değişmez ilahi bir varlık gibi postalıyla göğsümüze abanmış olarak kalacak.

Bir öneri yapsam ne kadar işe yarar bilmiyorum… Facebook’tan anlayan ısrarlı bir grup arkadaşla “Kürdistan Yetimleri” adlı bir grup kuralım… Bu grup, Kürdistan, Türkiye ve dünyada internet kullanan duyarlı bütün Kürtlerle iletişim kurmayı hedefine alsın…

Grubun adı, Kürdistan Yetimleri… Grubun görevi Kürdistan halkına yönelik iç ve dış alçaklıkların üstüne gitmek… Suçluları teşhir etmek… Dört parçadaki sömürgeci vahşete karşı duyarlı olmak… Kürt halkının ulusal-demokratik devrimini savunmak ve halkı ona hazırlamak… Kürdistan’ın bütün yerleşim birimleriyle bağlantıya geçmeye çalışmak ve gelişmelerden onları anında haberdar etmek…

Bunca işin arasında biliyorum bu iş bana ağır gelecek…

Onun için zamanı olan, ısrarlı ve Kürdistan devrimine inanmış birkaç arkadaşın bu işe el atmaları gerekiyor….

Devrimler artık internet üzeri organize ediliyor…

Baksanıza Suriye yönetimini telaş almış. Yaptığı ilk iş dünya ile internet bağlantısını kesmek olmuş… Kürtlerin bağlantı sorunu da yok…

Ulusal özgürlüğümüz için interneti lütfen daha örgütlü ve yetkin kullanalım…

Yoksa internet çağını kaçıran tek halk Kürtler olacak…

bildiricihasan@hotmail.comBu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

Kanuni’ye ‘muhteşem’ sansür!


Kanuni’ye ‘muhteşem’ sansür!

ANF22:45 / 26 Ocak 2011 Show Tv’de yayınlanan ve muhafazakar-milliyetçi kesimin büyük tepki gösterdiği “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin bu akşamki bölümünde Kanuni Sultan Süleyman’ın “Kürdistan” ifadesi sansürlendi.

Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’li bakanlar olmak üzere milliyetçi-muhafazakar kesimden gelen tepkiler üzerine RTÜK’ün, Kanuni’nin “mahremiyeti ihlal ediliyor” gerekçesiyle uyardığı dizinin bu akşam yayımlanan bölümünde bu kez tarihi gerçekler ihlal edildi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın, 1526’da esir Fransa Kralı Francois’e gönderdiği mektupta, kullandığı “Kürdistan” ifadesi dizide sansüre uğradı. Kanuni, hükümdarı olduğu bütün coğrafyaları sayarken, orijinal metindeki “Kürdistan” ifadesi ise sansürlendi.

Prof. Halil İnalcık’ın “Devlet-i ‘Aliyye” kitabında yer verdiği Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı’na 14 Ocak 1526’da yazdığı mektupta “Kürdistan” ifadesi şöyle geçiyor:

“Ben ki, sultanu’s selatin ve burhanu’l havakin tac-bahş-i husrevan-ı ruy-i zemin zillulllah fi’l-ardayn Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve vilayet-i Zulkadriyye’nin ve Diyarbekr’in ve Kürdistan ve Azerbaycan’ın ve Şam’ın ve Haleb’in ve Mısır’ın ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve külliyen diyar-ı Arab’ın ve Yemen’in ve dahi nice memleketlerin ki… sultanı ve padişahı sultan Beyazıd han oğlu sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Hanım.Sen ki, França vilayetinin Kıralı Françeşkosun…”

ANF NEWS AGENCY

Seni, yaralı kenti ve ölümü düşünüyorum


Kabuk bağlamış yaralarıma tırnaklarımı acımasızca geçirip kanatıyorum bu gece.

Deli hüzün nehirlerine bırakıyorum kendimi, gece kanıyor, ben kanıyorum, çocukluğum kanıyor, odamın içine yayılan o kadife yumuşaklığındaki hüzünlü ses kanıyor.

Yazmak, derin bir hayal denizinde yüzmektir demiştim sana, hayal kuruyorum gözlerim kapalı.

Açsam gözlerimi; gerçek, acımasız bir tokat gibi yüzümde şaklayacak.

Siyah etekliğin… Hani biz yolda yürürken laf atarlardı, “Entel dantel kızlar” diye, işte onunlasın. Tuhaf, botlarını çıkarmışsın`, oysa yaz ortasında bile bot giyerdin. Sahi, “Yüreğime botlarınla, askeri potinlerinle girme… Soyun kadife yumuşaklığında yürü ve insana dair olanı seveceğine yemin et” sözünü sen mi not düşmüştün defterime? Yoksa ben mi yazmıştım?

Hatırlamıyorum…

Belki de hatırlamaktan korkuyorum…

İnsan, hüznünü, acısını, bütün duygusunu gözlerinde ve yüzündeki çizgilerde taşır.

Yüzümdeki çizgilerde sen varsın…

Uzun zaman oldu sen gideli…

Bazen kendimde yolculuğa çıkarım, bir sünger avcısı gibi derinlere iner, daha derinlik sarhoşluğu başladığı an vurgun yerim…

Ne çok vurgun yedik ikimiz de…

Garip değil mi, insanı acıttığını bilmemize rağmen, hüznü severiz çoğu zaman.

Hüzünlerimi seviyorum… Hayır acı çekmeyi sevdiğimden değil hüzünlerimi sevmem…

Hüznümsün benim bir daha hiç dokunamayacağım, korkusuzca yüreğimi paylaşamayacağım…

Çeliğin acımasızlığında yitirdiğim kara gözlü çocuk en büyük hüznüm…

Çok uzaklarda kalmış hanım eli kokan çocukluğumun sokakları…

Ve ülkesizliğim ve kimsesizliğim…

Burada, akrep ve yelkovanın yarışında, sabaha gebe gece, güne kavuşmaya hızlı adımlarla ilerlerken, saat tam üçte bülbüller şakımaya başlar. Bunu sana anlatmış mıydım bilmem ki…

Seslerini bu kadar iyi tanıdığım bülbüllerin neye benzediğini hiç bilmiyorum.

Tuhaflıklarımdan biri olarak düşüneceksin belki, ama nedense bülbülleri yazarlara benzetiyorum. Niçin güzel sesli bir şarkıcı değil de yazar dersen cevabım yok.

Belki de var… Anlayacağın duygu ve düşüncelerimde gel gitler yaşıyorum yine.

Uzak şehirlerden, adını hiç duymadığım kasabalardan mektuplar alıyorum. Acı yüklü, cümlelerde takılıp kalıyorum. Yüzünü hiç görmediğim kadın ve erkeklerin yaşamlarını soluyor, gizlerinde yolculuğa çıkıyorum… Çaresizliğime kızıyor, cümlelerimde bana tutunan, mülteci olan insanlar için bir şey yapamamanın burukluğu ile evin içinde dolaşıp duruyorum. Uzak şehir ve kasabalardakiler bilmiyorlar ki, ben hep mülteciyim…

Çayın hiç tadı yok…Avrupa görmüş su fiyakalı olacak değil ya, boz bulanık bir renk alıyor, gerçekten tadı da, rengi de, kokusu da yok… Kayıp etmiş, yitik insanlara benziyor… Boz bulanık.

Etrafı is tutan çinko bir çaydanlık tütüyor gözümde, gören de bin yıl orada, o çaydanlıkta çay içtim sanacak. Topu toplam on beş gündü işte, doğduğum o kentteki konukluğum. Sahi unutmuş mudur beni o yaralı kent… Ben unutmadım biliyor musun… Sevgilinin yüzünü hafızasına kazıyan bir aşık gibi, o tozlu sokakları, biri birine yaslanmış fakir evleri ve ihtişamıyla “sizi koruyor, gözetiyorum” der gibi bakan o efsanevi dağı kazıdım aklıma ve yüreğime…Senin gülüşün ve o kapkara gözlü çocuğun gözleri…

Bu ara, durup durup seni, kenti ve ölümü düşünüyorum.

Aslını ararsan yazdıklarım da tatsız, bir türlü aradığım cümleyi bulamıyor, istediğim çığlığı atamıyorum. Cümlelerle intihar ediyor, cümlelerle içimdeki zehre panzehir buluyorum…

Acıyı kutsayarak yazıyorum kimi zaman.

Öfke yükleniyor en sıradan sözcüğüm bile bazen.

Anlayacağın rotası belli olmayan bir kayıp gemi gibiyim. Bir o yana bir bu yana savrulup duruyorum, acımasız insan denizinde. Hem bu denizde bir damlayım bütün acımasızlığımla, hem de denizin durmadan dibine doğru çekip boğmaya çalıştığı bir kimsesiz…

Yazmak, yazının rahminde büyüttüğü cümlelerle, namussuzların, yalancıların yüzüne tokat atmak ikimize de mucize gibi gelirdi. Sen mucizeye inanarak gittin, kendi mucizeni yarattın belki de… Bilmiyorum… Artık emin değilim…Gitmek dönmemek mucize midir ki?

Seni, yaralı kenti ve ölümü düşünüyorum…

Keşke senin kadar cesur olsam… Hiç unutmadım tam bu gündü gidişin…

hasretbirsel@hotmail.frBu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

Xizri için kampanya başlatıldı


Free Hussein Khezri حسین خضری.Document – Iran. Un Kurde condamné à mort pourrait être exécuté à tout moment. Hossein Khezri
Xizri için kampanya başlatıldı

HABER MERKEZİ – İran’da her an idam edilmesinden endişe edilen Kürt siyasi tutsak Hüseyin Xizri için acil bir dilekçe kampanyası başlatıldı.

Kürt siyasi tutsak Hüseyin Xizri 2 Ocak günü saat 18.00’de tutulduğu Urmiye merkezi cezaevinden bilinmeyen bir yere götürüldü. Bu da her an infaz edilebileceği endişesine yol açtı.

Xizri 2008 yılında Kirmanşah’ta tutuklandı ve İran istihbaratı merkezlerinde gördüğü ağır işkencelerden sonra 5 dakikalık bir duruşma sonucu idam cezasına çarptırıldı. PJAK üyesi olmakla suçlanan Xizri’ye verilen idam cezası Ağustos 2009’da bir üst mahkeme tarafından onaylandı. Xizri, yazdığı son mektubunda yaşadığı işkenceleri detaylı olarak anlatmıştı. Kirmanşah’da tutulduğu sırada 49 gün boyunca süren sorgusunda fiziki ve psikolojik işkence gördüğünü anlatan Xizri’nin bu işkenceler sonucunda görme duyusu da önemli oranda zayıfladı.

Xizri hakkındaki idam cezasının kaldırılması için internet ortamında dilekçe kampanyası başlatıldı. Kampanya “

(Link Uyarısı: Lütfen verilen her linki ve dosyayı virus kontrolünden geçiriniz! Emin olmadığınız hiç bir dosyayıda kendi güvenliğiniz için açmayınız!)
Link: http://www.gopetition.com/petition/39780/sign.html#se
” adressinde yürütülüyor.

Uluslar arası Af Örgütü’nün 2010’da Xizri için başlattığı kampanya da devam ediyor:

(Link Uyarısı: Lütfen verilen her linki ve dosyayı virus kontrolünden geçiriniz! Emin olmadığınız hiç bir dosyayıda kendi güvenliğiniz için açmayınız!)
Link:
http://www.amnesty.org/fr/library/asset/MDE13/104/2010/fr/f b8154b9-fdfc-4469-a4f1-ac7b43799608/mde131042010en.html

ANF NEWS AGENCY

Ji bo Xizrî kampanya hat destpêkirin

NAVENDA NÛÇEYAN – Ji bo girtiyê siyasî yê Kurd Huseyîn Xizrî û li ber sêdarê ye, kampanyayek lezgîn a daxwaznameyan hat destpêkirin.

Girtiyê siyasî yê Kurd, roja 2’ê Çile demjimêr 18.00 ji girtîgeha Urmiyeyê veguhestin bo cihek nediyar. Vê yekê gumana ‘dibe Xizrî di her kêliyekê de bê bidarvekirin’ bi xwe re anî.

Girtiyê Kurd Husên Xizrî 1 ê Çileya 2009 ê, bi boneya hevkariya PJAK ê kiriye, hatibû girtin. Liqa 1. a Dadgeha Şoreşê a Urmiye di meha Hezîrana 2010 cezayê dardakirinê dabû Xizrî. Ceza li Dadgeha Pêşdeçûn hatibû erêkirin.Xizrî di dema girtinê de, hem li navenda Îtlaata Artêşa Pasdara a Rejîma Îranê û hem jî li îdareya Îtlaatê bi şkenceyên giran re rû bi rû mabû.

Xinzirî yek ji 17 girtiyên siyasî yê kurd ku li Îranê bi cezayê bidarvekirinê hatiye mehkûmkirin û di korîdorên mirinê yên girtîgeha Urmiyê de li benda darvekirinê tê ragirtin e. Xizrî ji girtîgehê bi nameyekê behsa dema binçavkirina xwe, êşkenceyên ku di dema lêpirsînê de lê bûne û neheqiya ku di pêvajoya dadgehê de ew pê re rûbirû maye kir. Temenê wî 28-29 salî ye, bi îdîaya ‘dijmintiya Xudê kiriye’.

Ji bo cezayê dardakirinê yê li ser Xizrî bê rakirin, di qada înternetê de kampanyaya daxwaznameyan hat destpêkirin.

Kampanya li ser navnîşana jêrîn tê birêvebirin: “http://www.gopetition.com/petition/39780/sign.html#se”

Kampanyaya Rêxistina Efûya Navnetewî ji bo Xizrî û Zeyneb Celaliyan dayî destpêkirin, li ser navnîşana jêrîn berdewam dike:

(Link Uyarısı: Lütfen verilen her linki ve dosyayı virus kontrolünden geçiriniz! Emin olmadığınız hiç bir dosyayıda kendi güvenliğiniz için açmayınız!)
Link:
http://www.amnesty.org/fr/library/asset/MDE13/104/2010/fr/f b8154b9-fdfc-4469-a4f1-ac7b43799608/mde131042010en.html

===========================

حسین خضری زندانی سیاسی محکوم به اعدام دیروز به همراه ماموران اداره اطلاعات به مکان نامعلومی منتقل شد.

اواخر آبان ماه خبرگزاری هرانا در گزارشی اعلام کرد: شعبه 9 اجرای احکام دادگاه ارومیه جهت اجرای حکم این زندانی، پرونده وی را به دادستان استان ارسال کرده است که در صورت موافقت دادستانی اجرای حکم اعدام حسین خضری قریب الوقوع خواهد بود

03 / 01 / 2011

==========================

Lutfen asagidaki mektubu alt kisminda bulunan mail adreslerine toplu

olarak gonderiniz . Buradan kopyaliyip mail adresnize yapistiriyorsunuz.

SAMPLE LETTER:

TO: npillay@ohchr.org, urgent-action@ohchr.org

CC: inquiries@un.org, info_leader@leader.ir

Ms. Pillay:

Reports indicate that political prisoner Hossein Khezri sentenced to execution was transferred from Orumiyeh prison to an unknown location by the Orumiyeh Intelligence agents several hours ago.

I am writing to you with an urgent request that you issue a demand for the Islamic Republic to immediately halt the execution of Hossein Khezri, a 28-year-old political prisoner in Iran. He has been repeatedly severely tortured, and the Islamic Republic regime has now issued orders for his immediate execution.

I fully expect the United Nations to finally take action on this and all other cases of political prisoners in Iran. People of the world do not accept the continued detentions, tortures and executions perpetrated by the Islamic Republic of Iran, and we do not tolerate the UN’s refusal to act substantively in these matters.

Endam ü Welatparezen heja


Endam ü Welatparezen heja
Roja 30.01.2011 we kongreya Komeleya Cand u integrasyona Kürd Luzerne pek were.

Ji bona nirxandina sala derbasbuyi u biryar girtin u nirxandinen peseroje em hemu endam ,welatparez u dostan daveti kongre dikin.

Dem: 30.01.2011.
Wext: 13.30
Cih:Komeleya Luzern
————————————————————-
Üye ve Yurtseverlerimize.

30.01.2011 Günü Luzern Kürt kültür ve Entegrasyon Derneginin kongresi yapilacaktir.

Gecmis dönemin degerlendirmesi,gelecek dönemin degerlendirme ve kararlari icin tüm üyelerimizi yurtsever ve dostlarimizi kongremize davet ediyoruz.

Tarih:30.01.2011
Saat: 13.30
Yer:Luzern Dernegi

İranlı Kürt Siyasi Tutuklular İdam Edilmesin!


İranlı Kürt Siyasi Tutuklular İdam Edilmesin! kampanyasi icin burayi tiklayinizİranlı Kürt Siyasi Tutuklular İdam Edilmesin!

[Bu kampanyada toplanan imzalar Barış ve Demokrasi Partisi tarafından İran Büyükelçiliğine ulaştırılacaktır.]

İran’da Hebibullah Letifi, Rustem Arkiya, Zeyneb Celaliyan, Enwer Rustemi, Seyd Sami Huseyni, Seyd Cemal Muhammedi, Hüseyin Xizri, Hebibullah Gulperipur, Şerko Maarfi, Mustafa Selimi Eyluyi, Muhammed Emin Aguşi, Reşîd Axkendî, Ahmed Puladxanî , Hasan Talî, Îrec Mihemedi, Muhammed Emin Abdullahi, Qadir Muhammedzade ve Eziz Muhammedzade adlı Kürt siyasi tutuklular, PJAK örgütünün üyesi oldukları ve dolayısıyla “muharebe” (Allah’a karşı düşmanlık) ettikleri suçlamasıyla idam cezasına çarptırılmış durumdalar.
Başta Uluslararası Af Örgütü olmak üzere birçok uluslararası insan hakları kuruluşu, bu kişilerin tutukluluk süreçlerinin işkencelerle geçtiğini, mahkemede savunma ve hatta bir çoğuna avukat tutma hakkı bile verilmediğini ve adil koşullarda yargılanmadıklarını belgeledi. Sözkonusu kişilerin bir kısmı, örneğin hukuk fakültesi öğrencisi olan Hebibullah Letifi ve Hüseyin Xezri, sadece sivil siyasi eylemlerinden dolayı bu suçlamayla karşılaştılar.
26 Aralık Pazar günü idam edileceği duyurulan ancak daha sonra idamı belirsiz bir güne ertelenen Hebibullah Letifi’nin 8 aile bireyi 26 Aralık akşamı yapılan ev baskınında keyfi şekilde gözaltına alındı. Daha önce bu gibi durumlarda idam mahkumlarının cezalarının gizlice infaz edildiği gözönünde bulundurulunca, sözkonusu keyfi gözaltılar Hebibullah Letifi’nin ve diğer Kürt siyasi tutsakların yakın zamanda idam edileceği kaygısını uyandırıyor.
Biz aşağıda imzası bulunanlar, bu coğrafyadaki tüm halklar için özgürce ve insanlık onuruna yakışır bir yaşam dileyen bireyler olarak, insanların siyasi düşünceleri nedeniyle idam cezasına çarptırılmasını kınıyor, adı geçen tutukluların idam cezalarının derhal kaldırılmasını ve keyfi olarak gözaltına alınan tutuklu yakınlarının serbest bırakılmasını talep ediyoruz.