TC Anayasası’na Boykot!
Memo Şahin
Kürtlerin TC Anayasa’sı ile gidebilecekleri tek milimetrelik bir yol yok. TC Anayasası’nın 26 değil, 106 maddesi de değişse, Kürtler bakımından durum değişmeyecektir. Çünkü özü ve sözü teklik ve türdeşlik üzerine bina edilmiş, ruhuna ise Türk ırkçılığı sindirimiş.
TC Anayasası’nın hemen girişinde „Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, (…) egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu; (…) hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve (…) sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, (…) demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur” deniyor. Ve devamla ilk üç maddenin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği vurgulanıyor.
Irkçılık sadece bunlarla sınırlı değil. Ve sadece 12 Eylül Anayasası’nın değil, tüm TC anayasalarının omurgası ve iskeleti teklik, ruhu ırkçılık üzerine şekillendirilmiş. Böyle olduğu içinde 1921 Anayasası ile Koçgirî, 1924 Anayasası ile Pîran ve Amed, ardından Agirî ve Dersim üzerine gelinmiş, Kürdistan’da tam bir kıyım uygulanmış; 1961 Ayasası ile 1971 darbesi gerçekleştirilerek Türk sol çevreleriyle Kürt aydınları tırpanlanmış, ve ardından da 1980 darbesiyle Kürdistan’da büyük kıyam gerçekleştirilmiş.
Gelelim anayasalara. Saddam’ın da, Güney Afrika’daki ırkçı aparheid rejiminin de değişmez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez dedikleri anayasaları vardı. Ama değişti, değiştirilmek zorunda kalındı. Irak’ta 5 Milyon Kürt, 15 Milyon arapla eşit statüye getirildi. Irak iki dilli oldu. Federal bir yapıya dönüştü ve Kürdistan diye bir federasyon oluşturuldu. Hem de başkanı, parlamentosu, başbakanı, hükümeti, ordusu ve polisi olan, ilkokuldan üniversitelerine kadar yaşamın Kürtçe şekillendiği federe bir devlet.
Türkiye’deki değişim yanlıları Kürt halkının 90 yıldır içinde bulunduğu kölelik statüsünü gözönünde bulundurarak köklü ve kalıcı yeni bir başlangıca yönelmeliler. Yoksa palyatif tedbirlerle, irili ufaklı, cicili bicili yamalarla TC Anayasası’nın ırkçı, inkarcı ve köleleştirici özü ve ruhu değişmeyecektir. Bu nedenle de Türk aydın ve liberalleri Demokratik Toplum Kongresi’nin 2009 yılının Haziran ayında belirlediği temel esasları gözönüne almalılar. Tek dil yerine çift dil. Tek millet yerine çift millet. Tek merkez yerine yerinde yönetim. Ve A’dan Z’ye yeniden şekillendirilmiş demokratik ve eşitlikçi dezentral ortak bir devlet.
Kürtlerin kırmızı çizgileri bunlar ve Kürt sorununun varlık nedeni de bunlar. Bunlara dokunmayan hiçbir değişime Kürtler itibar etmemeliler. Zaman ve enerjilerini fiili durum yaratmak için yoğunlaştırmalı, TC’yi böylesi bir köklü değişime zorunlu kılmalılar.
Gelelim TC’nin cicili bicili anayasa yamalarına.. Değişiklik önerileri özünde üç ana maddeden oluşuyor: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve bileşiminde öngörülen değişiklikle siyasi partilerin kapatılmasının meclis kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin onayını gerektirmesi.
Bunların tümü de AKP hükümeti ve Kemalist kesim arasında iki yıldır yaşanan kavganın dışa vuran sonucu ve AKP iktidarını tahkim amaçlı.
Şimdi bunlara bir de Kürt penceresinden bakalım. Örneğin parti kapatmalar: Yetki anayasa mahkemesinde de kalsa, meclise de geçse Kürt partileri için durum değişmeyecektir. DTP’yi daha birkaç ay önce Anayasa Mahkemesi kapatttı. Ama bu kapatmaya bilirkişi raporunu, onayını CHP, MHP ve AKP el birliği ile verdi. Ve nihayetinde Cemil Çiçek „DTP kapatılmayı hak etti“ dedi ve DTP kapatıldı.
Meclis’in bu yapısı değişmediği müddetçe BTP davası yarın Anayasa Mahkemesi’ne de gelse, Meclis Komisyonu’na da gelse kapatılsın kararı çıkar. Bu nedenle öncelikle Kürtlerin meclise yansımasının engellenmesi amacıyla çıkarılan baraj kaldırılarak, o meclis bileşiminin renklendirilmesi gerekir. Bu sağlandığında parti kapatmalarının önüne büyük barikatlar, bariyerler çekilecektir.
HSYK ve Anayasa Mahkemesinin bileşimi Kürtlere ne getirir? Bunların bileşimi değişse de, üyelerini Ahmet Necdet Sezer yerine Abdullah Gül ve Erdoğan sultası da atasa bu anayasa, bu yargı sistemi ortada olduğu müddetçe Kürtlerin Türk yargısı ile başları beladan kurtulamayacaktır. Çünkü Türk yargı sistemi hiçbir zaman Kürtlere ve sol ve demokratik güçlere karşı adil olmadı. Çünkü Türk yargı sistemi Türkiye’de farklı, Kürdistan’da hep farklı işledi. Çünkü dün Seyid Rıza’nın yaşı küçültülerek, oğlununsa yaşı büyütülerek darağaçlarına gönderildi. Çünkü Uğur Kaymazları katleden katillere dokunulmadı, Şemdinli bombacılarının üzerine gidilmedi, hatta ödüllendirildi. Çünkü İzmir’de Ahmet Türk’ü taşlayan sarışın saçlı, göbeği açık bayanlara, çember sakallı koca koca adamlara, Bayramiç’te Kürtlere karşı pogroma kalkışan ilçe sakinlerine dokunmayan Türk adaleti, Kürt çocuklarına dokunup 12 yaşındaki çocuklara 15-20 yıl ceza verebiliyor. Bu yargı sistemi kökten elden geçirilmedikçe Kürtler için durum değişmeyecektir.
Seçimlerde Kürtçe konuşma serbestisi ise tam bir komedi. Okullarda, kamu dairelerinde, mahkemelerde bir dil yasak olacak, ama o dilde sözlü seçim propagandası serbest olacak. İşte bu, tam da bir Türk işidir. Ve amaçsa dün, 29 Mart yerel seçimlerinde dipçik ve rüşvetle başarılamayan, Kutbettin Arzu ve Abdurrahman Kurt gibilere Kürtçe sözlü propaganda özgürlüğü ile başarılmak isteniyor. Bu da kendine demokratların Kürtçe’ye tanıdıkları özgürlüktür.
Kürtler 1982’de TC’nin bu Anayasası’nı darbe ve sıkıyönetim altında boykot ettiler ve tarihe bir not düştüler. Şimdi Erdoğan ve taifesinin bu anayasa üzerine dikmeye çalıştığı cicili bicili yamalara da boykotla karşılık vermeli, sandığa gitmeyerek Kürtler açısından tarihi yeni bir başlangıca imza atmalılar.
Olası bir referandumda Kürdistan’ın beş veya on ilinde yüzde elli cıvarında boykotla bu anayasa sandığa gömülse, gerçek bir demokratikleşmenin de, demokratik özerkliğin ve daha ileri çözümlerin de yolu açılır. Yeter ki bunu bir deneyelim, sonuçlarını varsın rejim partisi ve AKP, CHP ve MHP gibi seksiyonları düşünsün!
msahin1@web.de